Yapsa Yapsa DORÇE Yapar! – MSI Dergisi – Dorçe İş Geliştirme Müdürü Mehmet Selçuk YÜCESOY

Geniş bir sektörel yelpazede, çeşitli ihtiyaçlara yönelik prefabrik ve mobil yapıları tasarlayan, üreten ve bunların anahtar teslim inşasını da üstelenen Dorçe Prefabrik Yapı ve İnşaat (Dorçe), silahlı kuvvetlerin ve güvenlik güçlerinin önemli çözüm ortakları arasında yer alıyor. Savunma ve havacılık sektöründe de önemli projelere imza atan Dorçe’nin kabiliyetlerini, ürünlerini ve projelerini, Dorçe İş Geliştirme Müdürü Mehmet Selçuk Yücesoy’dan dinledik.

MSI Dergisi: Dorçe, bugün, dünyanın farklı kıtalarında, çok sayıda ülkede iş yapan bir firma. Dünya genelini düşündüğümüzde, insanların, “Bu işi yapsa yapsa Dorçe yapabilir!” diyeceği işler, nasıl işlerdir?

Selçuk YÜCESOY: Dorçe’yi prefabrik yapı sektöründe rakiplerinden ayıran ve insanların, “Bu işi yapsa yapsa Dorçe yapabilir!” demesini sağlayan, çeşitli etmenler var.

Her şeyden önce, Dorçe, projelerini; mühendislik, tedarik, üretim, lojistik, montaj, ekipman, mobilya, altyapı ve üstyapı inşaat işleri, test ve devreye alma gibi tüm aşamalarıyla tamamen kendi bünyesindeki mühendisler ile ve anahtar teslim olarak tamamlıyor. Projeler için hızlıca mobilize olabiliyor be birkaç projeyi, çok sıcak ya da çok soğuk iklim şartlarının görülebildiği, dünyanın farklı bölgelerinde, aynı anda yürütebiliyor. Bu projelerin arkasında ise Dorçe’nin yerel ve uluslararası kalite standartlarında faaliyet gösteren; ayda 143,000 metrekare prefabrik ve modüler bina üretimi ve aynı anda 1,900 ton/ay ağır endüstriyel çelik bina üretimi yapabilen fabrikası bulunuyor.

Dorçe, birçok ülke ve bölgede, bazıları aynı anda yürütülen benzeri projeleri başarıyla tamamladı. Bu süreçte de projeleri, şartnamelerine uygun en verimli iş planlarını hayata geçirme yetkinliğini kazandı. Dorçe, prefabrik ve modül yapıların üretimini gerçekleştirdiği için bir üretici; bunun yanında bu yapıları kullanarak anahtar teslim inşa projeleri gerçekleştirdiği için aynı zamanda bir müteahhit. Dorçe’nin başarıyla tamamladığı projeler baktığımızda, hem üretici hem de müteahhit kimliği ile kendini kanıtlamış olduğunu görüyoruz.  Bu kimlikleri nedeniyle, mühendislik, organizasyon ve hızlı reaksiyon kabiliyeti gerektiren projelerde “Bu işi yapsa yapsa Dorçe yapar!” deniliyor.

MSI Dergisi: “Bu işi yapsa yapsa Dorçe yapabilir!” ifadesinin, savunma sanayisine yansıması nasıl oluyor?

Selçuk YÜCESOY: Dorçe’nin, hafif çelik prefabrik yapılar konusunda Avrupa’nın en büyük üreticisi olması ve konvansiyonel yapı sistemlerinde son 8 yıldır ENR (Engineering News Record / Mühendislik Haberleri Kayıtları) sıralamalarına göre konusunda dünyanın en büyük 250 müteahhit firması listesine girmesi, savunma sanayisi projelerinde de Dorçe’nin tercih edilmesini sağlıyor. Genel olarak “Bu işi yapsa yapsa Dorçe yapabilir!” denilen savunma sanayi projeleri ise; anahtar teslim askeri üsler, askeri kamplar, havan topu ile yapılan saldırılara ve hava saldırılarına dayanıklı askeri tesisler, sahra hastaneleri, hidrolik ayaklı taşınabilir konteynerler, özel amaçlı WC, duşakabin, klinik yapıları, HTK (Havadan Taşınabilir Konteyner), karakollar, hapishaneler, uçak ve helikopter hangarları, mühimmat depoları, kurşun geçirmez kabinler, konteynerler ve yapılar, poligonlar, eğitim merkezleri ve sınır kampları projeleridir. Bu kapsamda Dorçe, doğrudan NATO ve NATO üyesi ülkeler, Birleşmiş Milletler ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile çalışıyor. Ayrıca, Afrika’nın tamamı, CIS bölgesi ve Orta Doğu ülkeleri ile savuma sanayisi kapsamındaki inşaat projeleri yürütüyor.

İnsan Kaynağı ve Tecrübe, Fark Yaratıyor

MSI Dergisi: “Aynı anda farklı ülkelerde, ağır şartlar altında, hızlıca mobilize olup faaliyet gösterme gücü”nüzü ön plana çıkartıyorsunuz. Bu güç, nasıl bir ekipten kaynaklanıyor?

Selçuk YÜCESOY: Dorçe’nin stratejik istihdam politikası, “Her departmanda gerektiği oranda, yeterli donanımda, sürekli olarak eğitim ve oryantasyonlar ile kendini geliştiren insan kaynağına sahip olmak” şeklinde özetlenebilir. Dorçe’nin referansları, sektördeki diğer firmalara kıyasla çok daha çeşitli ve kapsamlı. Alanında uzman, 15 yılı aşkın tecrübeye sahip personel sayısı da sektördeki diğer firmalara kıyasla oldukça yüksektir. Bu durum, Dorçe’nin mevcut çalışanları üzerinde olumlu motivasyonu artırıyor ve yeni başvuracak nitelikli aday sayısını yükseltiyor. Personel seçiminde sağlanan bu avantaj ise kalifiye insan kaynağı konusunda sürdürülebilirliği sağlıyor. Dijital çağda personelin yetenek dönüşümü; uluslararası insan kaynakları yönetiminin gelişimi; üretimde ve yönetimde yüksek teknolojiye adaptasyon; küresel dijital dönüşüme ve çağın gereksinimlerine uygun yapay zekalı yazılımlara hızla uyum sağlanması; çokuluslu şirketler ve kurumlar ile ortak iş birliklerine açık personel vizyonunun gelişimi; üretim teknolojilerinin yakından takip edilmesi ve bu donanımları kullanabilecek personelin yetiştirilmesi, Dorçe’nin insan kaynakları için yatırım yaptığı başlıca konular.

MSI Dergisi: Tecrübe tarafından yaklaştığımızda, bu güç, nasıl bir tecrübeden ve altyapıdan kaynaklanıyor?

Selçuk YÜCESOY: Dorçe, sektördeki varlığı bakımından; konusunda öncü ve ilk kurulan şirketlerinden biridir. Şirketimiz, son kullanıcıların ihtiyaçlarını, 38 yıllık tecrübesi ile karşılıyor.

Dorçe, Ankara’da bulunması sebebiyle, savunma sanayisinin merkezinde yer alıyor. Bu sayede; Türk Silahlı Kuvvetleri, NATO, yabancı misyonların askeri ataşeleri ve temsilcileri, ASELSAN ve Roketsan gibi firmalar ve son kullanıcıların teknik ekipleri, üretimin tüm aşamasında süreci düzenli olarak takip edebiliyor. Fabrikada testlerini gerçekleştirebiliyor, değişiklik yapabiliyor ve projelerini geliştirebiliyor. Dorçe, +50 ila -50 santigrat derece aralığının da ötesinde, ağır iklim şartlarının da görüldüğü her türlü coğrafyada, 60’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Bu noktada, ciddi bir lojistik ve proje teslim yeteneğinden bahsedebiliriz. Farklı coğrafyalarda iş yapabilme tecrübesi, günümüzde Dorçe’yi sektöründe lider ihracatçı firma pozisyonuna taşıyor. Proje çeşitliliği ve referansları bakımından Dorçe’nin savunma sanayi projelerinde akla ilk gelen şirketlerden birisi olmasının sebebi ise bugüne kadar başarıyla tamamladığı projeler ve bu tecrübeler kapsamında sunduğu iş bitirme deneyim belgeleri. Dorçe; Venezuela’da hastane projelerini; Malezya’da işçi kamplarını; Avusturalya’da konut projelerini; Afrika, CIS ve Sibirya’da dünyanın en büyük petrol, gaz, maden ve yenilenebilir enerji firmalarına, sivil toplum örgütlerine ve kamu kurumlarına yönelik çeşitli projeleri başarıyla tamamlamış, global bir şirkettir. Dorçe’nin sektörel tecrübesine baktığımızda; Abu Dhabi’de toplamda 42.000 kişi kapasiteli işçi yaşam şehirlerini, Türkiye-Suriye sınırında 100.000 kişilik mülteci yaşam tesislerini, Rusya’nın Sibirya bölgesinde 20.000 kişilik gaz işleme tesisinin işçi kampı gibi büyük boyutlu ve yüksek üretim kapasitesi gerektiren projeleri görüyoruz. Dorçe, bu projeleri, zamana karşı yarışarak başarıyla tamamladı.

MSI Dergisi: Dorçe, 1982 yılında kuruldu. Silahlı kuvvetler, güvenlik güçleri ya da savunma ve havacılık sanayisine yönelik aldığınız ilk iş hangisiydi ve kaç yılında aldınız?

Selçuk YÜCESOY: Dorçe, 1985’den beri, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere bir çok son kullanıcıya, çeşitli bölgelerde, çok sayıda prefabrik yapı teslim etti ve halen de teslim etmeye devam ediyor.

Özel İhtiyaçlara Özel Çözümler

MSI Dergisi: Savunma ve havacılık sektörüne yönelik olarak bugüne kadar tamamladığınız projelerden hangilerini öne çıkartmak istersiniz?

Selçuk YÜCESOY: Gerek son kullanıcıların ihtiyaçlarının güncel tehditlere ve gelişmelere göre değişmesinin gerekse Dorçe’nin yetkinliğinin sürekli artmasının bir sonucu olarak, son dönemde, birçok özel çözüm geliştirdik. Sorunuz kapsamında bunlara değinmek isterim.

Öncelikle öne çıkartmak istediğim proje, römorklu treyler üzeri çok amaçlı modüler konteyner sistemleri. Sahada görev yapabilecek, mobil bir sistem olarak tasarlanan bu modül üniteler; pratik, esnek, hızlı ve kolay sahra çözümlerinin ayrılmaz parçasıdır. Ünitelere, talebe göre su deposu, solar (PV) panel ile kendi kendine enerji üreten sistem, ısıtma-soğutma sistemi, jeneratör ve her türlü özel askeri teçhizatın montajını yapabiliyoruz ve üniteleri, istenilen her özellikte üretebiliyoruz. Kullanım amacı bakımından ise mutfak, yemekhane, çamaşırhane, ofis, konaklama, revir, WC, duş, soğuk odalar, sistem odaları, entegre uydu haberleşme sistemleri, radar yönetim sistemleri, İHA Yönetim ofisleri, CCTV odaları, mühimmat odaları ortaya koyabiliyoruz. Kurşun geçirmezlik gibi özellikler ekleyebiliyoruz. Her bir üniteyi, ilgili kalite standartlarını karşılayacak şekilde ortaya koyuyoruz.

Öne çıkan bir diğer projemiz, ön-üretimli ağır çelik binalardan oluşan uçak hangarları. Örnek olarak, Japon Silahlı Kuvvetleri için Cibuti’de tasarım ve yapım işini üstlendiğimiz F-16 uçak tipi hangar projelerini, çok kısa bir sürede, ağır çelik yapı sistemleri ile çözüme kavuşturduk.

Son olarak öne çıkartmak istediğim proje ise Irak’ta anahtar teslim tamamlanan ve savunma sanayisi alanında önemli yeri olan, ikonik bir proje olan Yaşam Destek Kampı projesi.. Bu projede, her türlü havan topu ve hava saldırısına karşı koruma sağlayan, kurşun geçirmez yapılardan oluşan; güvenlik çit sistemleri, bina üzeri çelik koruma yapıları, özel kum torbaları, hesco bariyerler, t-duvarlar, texas bariyerler, koruma platformları ile güvenlik kuleleri, güvenlik bariyerleri, iletişim ve güvenlik sistemleri ile emsallerine kıyasla en üst seviye güvenlik tedbirlerine sahip, entegre bir askeri üs teslim ettik.

MSI Dergisi: Dorçe, bugün; silahlı kuvvetlere ve güvenlik güçlerine, hangi konularda hizmet ve ürün sağlıyor?

Selçuk YÜCESOY: Dorçe bugün ürün olarak silahlı kuvvetlere ve güvenlik güçlerine yönelik; uçak, helikopter, mühimmat hangarları, çeşitli depolar, modüler askeri yapılar, sahra hastaneleri, acil durum, sınır ve askeri üs bölgelerine kamp yapıları, askeri yaşam konteynerleri, römorklu modüler kabinler (yaşam, revir, WC-Duş), helikopterle taşınabilen konteynerlar, prefabrik askeri koğuşlar, askeri lojmanlar, nizamiye binaları, mühimmat depoları, askeri ve polis eğitim merkezleri, havan topu saldırısına karşı dayanıklı askeri tesisler, poligonlar ve zırhlı kabinlerin üretimini gerçekleştiriyor. EPC (Engineering, Procurement, Construction / Mühendislik, Tedarik ve İnşaat) Müteahhitliği hizmetleri ile üstlendiğimiz tüm projelerin altyapı inşaatını ya da tamamen konvansiyonel yapı sistemi ile tamamlanması gereken betonarme askeri projeleri de anahtar teslim tamamlıyoruz.

MSI Dergisi: Silahlı kuvvetler ve güvenlik güçlerine yönelik sağladığınız, Mobil Hastane gibi kalıcı ürünler, bu kurumlar için nasıl bir fark yaratıyor? Silahlı kuvvetler ve güvenlik güçleri, bu çözümlerinizi neden mutlaka tedarik etmeli?

Selçuk YÜCESOY: Kabiliyetler bakımından; Dorçe’nin tamamladığı son teknoloji tam teşekküllü mobil sahra hastaneleri; endoskopi, röntgen, ultrason, ortopedi ve genel cerrahi dahil olmak üzere tüm tedavi ve acil müdahale yeteneklerini sunuyor. Mobil sahra hastanelerini, konumlandırma ve donanım açısından  kullanılacak bölgenin stratejik ve iklim şartlarına uygun olarak tasarlıyoruz. Kurşun geçirmez ve patlamaya dayanıklı tasarlanabilir şekilde üretiyoruz. Bu hastaneler alarm sistemleri, ısıtma-soğutma sistemleri, CCTV sistemleri, emniyet ve ikaz sistemleri ile de donatılabiliyor. Mobil sahra hastaneleri, hem rutin cerrahi hizmetler hem de acil sağlık bakım hizmetleri için hızlı bir şekilde kurulabiliyor. Mobil hastane modülleri, askeri tıp personeli için normal bir sağlık tesisinde olduğu gibi çok kısa sürede kaliteli ve güvenli bir çalışma ortamı sağlıyor. Modüller özel olarak sertleştirilmiş bir zemine ihtiyaç duymuyor. Ciddi Ar-Ge çalışmaları sonrası üretilen Dorçe entegre mobil sahra hastaneleri, 2 saat içinde kullanıma hazır hale geliyor. Mobil sahra hastaneleri, kara, deniz ve hava taşımacılığı ile taşınabiliyor. Modüller, yükleme ve boşaltmayı güvenli hale getiren treyler çözümleri ile desteklenerek, silahlı kuvvetler ve güvenlik güçlerine operasyonlar sırasında mobilizasyon avantajı sağlıyor.

Dorçe, askeri sağlık sisteminin ayrılmaz parçası olan mobil sahra hastaneleri ile ilgili projeleri, 15 yılı aşkın süredir Türk Silahlı Kuvvetleri, NATO ve dost ve müttefik ülkelerin taleplerine göre geliştiriyor.

MSI Dergisi: Silahlı kuvvetlere ve güvenlik güçlerine; sahada ne gibi destekler sunuyorsunuz? Bugüne kadar operasyon sahası gibi riskli alanlarda, saha desteği sundunuz mu?

Selçuk YÜCESOY: İşimizin doğası gereği savunma sanayisi yönelik tamamladığımız projelerin nerdeyse tamamı operasyon sahası gibi riskli alanlarda gerçekleşiyor. Dorçe’nin mottosu “Zorlu şartlar altında hız ve mühendislik gerektiren projelerin tamamlanmasıdır.” Yani “zorlu şartlar” derken sadece coğrafi şartlara değil, aynı zamanda Irak, Libya, Afghanistan, Sudan gibi ülkelerde, operasyon sahalarındaki inşaat organizasyonu yeteneklerimize de atıfta bulunuyoruz. Örneğin, 2002-2011 yılları arasında NATO’nun ve Amerikan Kara Kuvvetlerinin, Irak ve Afganistan’da yer alan farklı sahalarda, yaklaşık 50.000 kişi kapasiteli askeri üslerinin inşaatını, operasyonlar devam ederken tamamladık.

Geleceğe, İhracat ve İnovasyon Yön Veriyor

MSI Dergisi: Yurt dışına yönelik de çok sayıda proje yürütüyorsunuz. Dorçe’nin cirosunda, ihracatın payı nedir? Savunma ve havacılık sektöründen elde ettiğiniz ciroda ihracatın payı nedir?

Selçuk YÜCESOY: Dorçe, son 10 senedir, Türkiye’nin ilk 500 ihracatçı firması listesine giriyor. Sektöründe ise Türkiye’nin en fazla ihracat yapan firması. Dorçe’nin cirosunda ihracatın payı %90 civarında. Bu ciro içinde ise savunma sanayisinin yeri, talebe ve yıllara göre ciddi oranda değişiklik gösteriyor. Örneğin, COVID-19 sebebiyle pandemi hastaneleri ve prefabrik modül yoğun bakım üniteleri gibi projeler, önemli bir yer tutmaya başladı. Bu sene Katar’da 4000 yatak kapasiteli, dünyanın en büyük karantina hastanelerinden birini tamamladık. 2019 yılında ise LNG Projeleri kapsamında tamamladığımız tesisler ile birlikte NATO ve TSK’ya tamamladığımız savunma sanayisi projeleri öne çıktı.

MSI Dergisi: Dünya genelinde çok sayıda ülke ile iş yapıyorsunuz ve her ülkenin kendine has iş ortamı bulunuyor. Bu çeşitliliği nasıl ele alıyorsunuz? Dorçe, bu kadar farklı ülke ile sorunsuz iş yapmayı nasıl başarıyor?

Selçuk YÜCESOY: Uluslararası marka değeri, referanslar ve başarıyla tamamlanan projeler, farklı kültürlere adaptasyon, yerel firmalar ile ortaklık kültürü, yerel taşeronların ve tedarikçilerin inşaat süreçlerine aktif katılımlarının sağlanması, Türkiye’den projenin yapılacağı ülkeye gönderilen işin uzmanı personel ve kurumsal saygı gibi pek çok dinamik, sorunsuz iş yapılmasının perdesini aralıyor. Ancak, tüm bu dinamiklerin başında, yerel işgücüne ve yerel ortaklıklara verilen önem yer alıyor. Dorçe, bir ülkede yeni bir proje aldığında, yerel mevzuatlar gereği, yerel iş gücünün projeye dâhil edilmesi için ciddi eğitimler veriyor.

MSI Dergisi: Önümüzdeki dönemde çıkartacağınız yeni ürünler; vermeye başlayacağınız yeni hizmetler var mı?

Selçuk YÜCESOY: İnovasyon, üzerinde çalıştığımız her projede yaşanıyor. Bu sebepten dolayı burada, Dorçe’nin 38 yıllık bilgi birikiminin (knowhow) altını çizmek gerekiyor. Gelişen teknoloji ile yeni nesil malzemeler ve yapım teknolojileri, sürdürülebilir inovasyonu sağlıyor. Bir örnek olarak, savunma ve havacılık sektörüne yönelik olarak son dönemde inovasyon ve AR-GE yatırımı ile tamamladığımız Helikopter ile Taşınabilen Konteynerlerden (HTK) bahsetmek isterim. Şimdiye kadar sektörde sadece Dorçe’nin geliştirebildiği HTK modüllerinin montajı, herhangi bir el aleti veya ekipman yardımı olmadan, her türlü ortamda, elle, kolayca 2 saat içinde yapılabiliyor. HTK, Sikorsky helikopterleri ve benzeri platformlar üzerinde, operasyon sahalarına kolayca taşınmak üzere tasarlandı. Bu konteynerler; tam teşekküllü klinik, WC-duş, bakım ve rehabilitasyon merkezleri, ofis ve mutfak olarak kullanılabiliyor.

Dorçe İş Geliştirme Müdürü Mehmet Selçuk Yücesoy’a, zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığı ve verdiği bilgiler için, okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz.

Paylaş